SİMYA TEORİSİ ve UYGULAMASI

 

Simya bir çoğaltma bilimidir ve doğal büyüme fenomenine dayanır. "Hiçten hiçbir şey çıkmaz, " son derece kadim bir özdeyiştir. Simya hiçten bir şey yapma sanatı değil, zaten mevcut olanı çoğaltma ve geliştirme sanatıdır.Bir filozof, taşı bir insana çevireceğini söylerse, " imkansız! " diye bağıracak olan aydınlanmış dünya, cehaletini gösterecektir, çünkü arifler bilir ki her taşın içinde bir insan tohumu vardır. Bir filozof, bir insandan bir evren yaratılabileceğini ileri sürebilir, fakat aptallar bunun imkansız olduğunu düşünecek, insanın bir evrenin içinden çıkabileceği bir tohum olduğunu görmeyecektir

Tanrı her şeyin "içinde" ve "dışında"dır. Yüce Olan, içerden dışa doğru, kendini ifade ve tezahür için bir itki olan büyüme yoluyla zuhur ettirir. Altının büyüme ve çoğaltılmasında, küçücük bir hardal tohumundan ondan binlerce kez büyük bir çalının çıkmasından daha mucizevi bir şey yoktur. Bir hardal tohumu tümüyle başka bir maddenin (toprağın) içine konduğu zaman boy ve ağırlık olarak kendisinin binlerce katını üretebiliyorsa, altın tohumunun yere (baz metallere) ekildiğinde yüz binlerce katına çıkması, gizli simya süreçleriyle serpilmesi neden imkansız olsun?

Simya, Tanrı'nın her şeyin içinde olduğunu, onun sonsuz suretler içinde tezahür eden Tek Evrensel Tin olduğunu ileri sürer. O halde Tanrı kara toprağa (maddi evren) ekilmiş olan spiritüel tohumdur. Sanat yoluyla bu tohumu büyütmek ve geliştirmek, bütün evrenin maddesinin onunla boyanmasını sağlayıp onu tohum gibi -saf altın- yapmak mümkündür. İnsanın spiritüel doğası söz konusu olduğunda buna yenilenme denir, elementlerin maddi bedeni için, buna dönüşüm denir. Spiritüel ve maddi dünyada olan şey, entelektüel dünyada da olur. Bir aptala bilgelik veremezsiniz, çünkü onun içinde bilgelik tohumu yoktur; ama bilgelik cahil bir insana verilebilir, çünkü onun içindeki bilgelik tohumu sanat ve kültürle geliştirilebilir. Demek ki filozof, doğası içinde bir projeksiyonun gerçekleştiği, cahil bir adamdır yalnızca. Sanat (öğrenme süreci) yoluyla baz metaller kütlesi (cahilin zihinsel bedeni) saf altına (bilgelik) dönüştürülür, çünkü o idrak ile boyanmıştır. Eğer durum buysa, iman ve Tanrı 'ya yaklaşma yoluyla insan bilinci (gezegensel metallerle temsil edilen) temel hayvani arzulardan saf altın ve tanrısal bilince dönüştürülebilir, aydınlatılabilir ve kurtuluşa erdirilebilir. Bu kişinin içindeki Tanrı küçük bir kıvılcımdan bir Nur Varlık'a dönüşür.

Eğer zihinsel cehaletin baz metalleri, uygun bir çaba ve eğitimle aşkın bir dehaya ve bilgeliğe dönüştürülebiliyorsa, zihinsel ve spiritüel alemlerde yapılabilen bir şey neden üçüncü alemde yapılamasın?Eğer evrenin spiritüel ve zihinsel elementlerinin ifadeleri çoğaltılabiliyorsa, analoji yasası gereği evrenin maddi elementleri de gerekli süreçlerin uygulanması durumunda çoğaltılabilir.

Yukarı Alem için geçerli olanlar Aşağı Alem için de geçerlidir. Eğer simya spiritüel bir gerçek ise aynı zamanda maddi bir gerçektir. Eğer evrende böyle bir şey olabiliyorsa, insanın içinde de olabilir; insanın içinde olabiliyorsa, bitkiler ve 478 TÜM ÇAGLARI N GİZLİ ÖGRETİLERİ minerallerde de olabilir. Eğer evrendeki tek bir şey büyüyorsa, her şey büyüyordur. Bir şey çoğaltılabilirse, her şey çoğaltılabilir. "Çünkü aşağıda olan ile yukarıda olan birdir. " Fakat ruhun kurtuluşunun yolu gizem okullarınca gizlenmişse, metallerin kurtuluşunun yolu da gizlenmiştir. Avamın elinde düşmesin ve bu yüzden saptırılmasın diye.

Bir insanın metalleri çoğaltmak için önce onların sırrını öğrenmelidir: Bütün metallerin -tıpkı bütün taşlar, bitkiler, hayvanlar ve evrenler gibi- bir tohumdan çıktığını ve tohumun halihazırda Madde'nin bedeninde (Dünya Bakiresi'nin rahminde) olduğunu bilmelidir; çünkü insanın tohumu daha o doğmadan (veya büyümeden) önce evrene atılmıştır. Bitki sadece belli bir süre yaşasa da tohumunun her zaman mevcut olması gibi, spiritüel altın ve maddi altın tohumları da her an her şeyin içinde mevcuttıır. Metaller güneşin onlara sunduğu hayat yoluyla asırlar içinde, algılanamaz ince küçük cevherler halinde büyürler, tıpkı geri kalan her şeyin büyümesi gibi. Bir şeyin büyümesi sadece onun türüne ve büyüklüğüne göre değişir.

En önemli kadim özdeyişlerden biri "Her şeyin içinde her şeyin tohumu vardır" özdeyişidir. Bununla birlikte tohum doğanın basit süreçleriyle yüzyıllarca uyku halinde kalabilir veya büyümesi son derece yavaş olabilir. Demek ki, bir kum tanesinin içinde yalnızca değerli metaller ve taşların tohumları değil, aynı zamanda Güneş, Ay ve yıldızların tohumları bulunmaktadır. Bütün evrenin insan doğasında bir minyatür olarak yansıması gibi, her kum tanesinde, her su damlasında, her kozmik toz parçacığında, kozmosun bütün kısımları ve elementleri tohum halinde saklıdır ve bu tohumlar öylesine küçüktür ki en güçlü mikroskoplar bile onları göremez. İyon veya elektrondan trilyonlarca küçük –anlaşılmaz ve kavranamaz- olan bu tohumlar, büyümek ve kendilerini dışa vurmak için tayin edilmiş vakti beklerler. (Leibnitz' in monadlarını düşünün.) Büyüme iki şekilde gerçekleştirilebilir.

Birincisi doğa yoluyladır; çünkü doğa sürekli olarak imkansızı başaran bir simyacıdır. İkincisi sanat yol uy ladır. Sanat, doğanın neredeyse sonsuz bir zamanda gerçekleştirdiği şeyi daha kısa sürede gerçekleştirebilir.Magnum Opus'u gerçekleştirmek isteyen gerçek felsefeci, kendi davranışlarını doğa yasalarına göre belirler ve simya sanatının doğayı kopya eden bir yöntem olduğunu ve yoğunlaştırılması nedeniyle süreyi kısaltan formülleri de doğadan aldığını bilir. Doğa, mucizelerini gerçekleştirmek için ya genişleme ya da yoğunlaşma yolunu tutar.

Doğanın genişleyici süreci, kömürün elmasa dönüştürülmesinde kullanılır ki bu süreç milyonlarca süren bir doğal sertleşme gerektirir. Yoğun süreç ise sanattır, doğanın inançlı hizmetçileri (Dr. A. Dee'nin sözleriyle) ona her adımında eşlik eder ve her şekilde onunla işbirliğine girer. "Demek ki her felsefi çalışmada, Doğa ve Sanat birbirini sevgiyle kucaklamalıdır; çünkü sanat doğanın reddettiğini isteyemez, doğa da sanatla kusursuzlaştırılanı reddetmez. Doğa her sanatçıya itaatkar bir biçimde boyun eğer, onların emekleri ise doğaya engel olmayıp ona yardım eder . "

(Dr. A. Dee Chemical Collections [Simyasal Koleksiyonlar)

 

(Manly P. Hall - Tüm Çağların Gizli Öğretileri 34. Bölüm)

Etiketler: SİMYA TEORİSİ ve UYGULAMASI, simya, teori,
Ağustos 22, 2022
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Alışveriş deneyiminizi geliştirmek, hizmetlerimizi sunmak, müşterilerin hizmetlerimizi nasıl kullandığını anlayarak iyileştirmeler yapabilmek ve ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş reklamlar da dahil olmak üzere reklamları gösterebilmek için çerezler ve benzeri araçları kullanmaktayız. Onaylı üçüncü taraflar da bu araçları, reklam gösterimimizle bağlantılı olarak kullanır.